Hakkında
Sarı Saltuk Baba (Saltık Bay Sultan, Sarı Saltuk Dede; ö. 1297/1298) Tunceli ili, Hozat ilçesinin 8 km kuzeyinde yer alan Ağveren (Akviran-Akören) köyünde, deniz seviyesinden 2300 rakımda yer alan Sarı Saltık dağında aynı isimle anılan bir türbe bulunmaktadır. Yerel halk ve bağlı talipler, mensuplar tarafından kuşaklar arası çeşitli ritüeller, inanç, bilgi, gelenek ve görenekler, sözlü anlatı, söyleşi, deyiş şeklinde günümüzde hala Sarı Saltık hakkında bilgiler verilmektedir. Balkanların Osmanlılar tarafından fethedilmesinden önce başlıca Balkanlarda ve civârındaki bölgelerde seyahat ederek insanlara İslâm'ı tebliğ eden Alevî-Bektâşî şeyhi ve Türkmen bir Derviştir. Birçok kaynak tarafından Hacı Bektaş-ı Veli'nin talebelerinden Seyyid Mahmud Hayranî'nin müridi ve Alevî-Rufai tarikâtının kurucusu olan Seyyid Ahmed Er Rufai'nin tâkipçisi olarak anılan Türkmen Alevî-Bektaşi inanç önderi. Enc. of İslam’ın “Sarı Saltık Dede” maddesinin yazarı Franz Babinger, Sarı Saltık’a “Acem” denildiğine işaret eder. Seyyid Mehmed Buharî; Bursa’nın önde gelen Seyyid Alevîlerinden Emir Sultan Gâzî veya Seyyid Mehmed Buharî olarak bilinen kişidir. Birinci Bayezid’in kızıyla evlidir. Tam adı, Dâmat Seyyid Şemseddin Mehmed Buharî b. Seyyid Emir Sultan Alevî b. Seyyid Ali al-Hussaini al-Buharî el-Alevî’dir. 1369-1429 tarihleri arasında yaşamıştır.
Uluğ’daki bilgilere göre; Sarı Süleyman’ın torunu olmalı. Saltukname’de Saltuk’un kendi pabuçlarına verdiği öneme işaret eden bir pasaj var. Pabuçları bu denli önemli olabilecek Nesimi, 1417/1418’de ölen Hallacı Mansur hayranı ve Hurufi’nin halifesi ünlü şair Seyyid Ali İmâdeddin Nesimi'dir / Seyyid Nesimi / Türkmen Nesimi), Seyyid İsmail, Seyyid Kasım, Seyyid Ali Türkmen (Seyid Ali el-Alevî), (...). Şecerelerde Sarı Saltık’ Saltuklular’la ilişkilendiren halkalara işaret etti.[6] Saltukname'de Alevî olan Sarı Saltık'ın adının önüne sıkça iliştirilen Sânî (Arapça: "ikinci") sıfatı Seyfi Cengiz'e Sani sözcüğünün revizyonu olarak görünüyor. Çünkü Saltukname'nin kendisinde O'nun Sinop çevresinde doğduğu söylenir. Bu bölge o devirde Çanlar'ın adıyla Canit bilinirdi. Saltukname'ye göre Saltık sözcüğü Rumca ve Farsça ve Arapça'da çok kuvvetli er Sarı ise ona çok sarı ve kızıl olduğu için verilmiş lakaptır. (Bkz. Saltukname, cilt 1, 1988, s. 19, 45, 67) Yaşamı ve kişiliği Efsanevî şahsiyet kimliğini daha yaşarken elde ettiği söylenmektedir. Hayatını anlatan Saltuknâme destanı, bu 13. yüzyıl alpereninin savaşlarını ve çeşitli kerâmetlerini konu almaktadır. Hacı Bektaş-ı Veli'nin müridlerinden olan Sarı Saltuk'un Anadolu ve Balkanlarda çok sayıda türbesi bulunmaktadır.
Bu türbelerin bâzıları Müslümanların yanı sıra Hristiyan ahâliler için de ziyaret yeri konumundadır. Saltuknâme’de Sarı Saltuk’un on iki mezarı olduğu belirtilmektedir. Sarı Saltuk, beylerin ve kralların mezarına sahip çıkmak isteyeceklerini söyleyerek her isteyene verilmek üzere birer tabut hazırlamalarını vasiyet etmiştir. En ünlü Sarı Saltuk türbesi, halkının 13. yüzyılda İslamiyet'e geçmesine önayak olduğu rivayet edilen İznik'te bulunmaktadır. Saltukname’nin çeşitli yerlerinde Sarı Saltuk'un yer altından şifalı sular çıkardığı anlatılmaktadır. Sarı Saltuk türbelerinden birisinin yer aldığı, Bosna-Hersek'te Blagay şehrinde bulunan Blagay Tekkesi'nin yanında Buna Nehri'nin kaynağı yer almaktadır. Asıl mezarının Romanya'nın kuzeyinde Dobruca bölgesindeki Babadağ kasabasında olduğu sanılmaktadır. Kendisine bağlı Bektaşilerin yaşadığı Türkiye'de İznik'in yanı sıra Diyarbakır'da, Tunceli'de, Bor'da (Niğde), Rumeli Feneri'nde (İstanbul)[8] Babaeski'de, Manisa'nın Alaşehir ilçesinin Yeşilyurt kasabasında; Makedonya'da Ohri'de; Arnavutluk'ta; Bosna-Hersek'te Blagay'da türbeleri bulunmaktadır.[9] Sarı Saltuk'un hayatını anlatan Saltukname, Fatih Sultan Mehmed'in oğlu Şehzâde Cem'in (sonradan Cem Sultan ismiyle tarihe geçecektir) şehzadeliği esnasında verdiği talimat üzerine Ebu'l Hayr er-Rumi tarafından yedi senelik bir çalışma sonucunda Türk sözlü geleneğinden toplanarak 1480 yılında tamamlanmış ve kitaplaştırılmıştır.